Kaş’ a giden herkesin gidip görmesi gereken bir yer Meis. Kaş koyunun hemen karşısında yer alıyor. Nüfusu sadece 400 kişi olan minyatür bir ada. Haftanın üç günü iki ayrı feribot çalışıyor adaya. Yolculuk yaklaşık 20 dakika sürüyor. Sabah 10 ‘ da kalkan feribot akşamüstü 4 ‘ te dönüş yapıyor.Ve elbette vize gerekli.
Meis’ in koyuna girmeye başladığınızda sizi rengarenk boyalı evler karşılıyor. Koya bakan evlerin alt katları genelde lokanta, pastane ve cafe olarak kullanılıyor.Lokantaların, cafelerin hangisinde oturursanız oturun hepsi güzel, bakımlı ve hizmeti titiz.
Yemeğinizi yediniz,bir şeyler içtiniz şimdi vakit kaybetmeden Mavi Mağaraya gidin.Lokantaların arasından sağ tarafa doğru ilerlediğinizde deniz taksisini göreceksiniz.10 Euro karşılığında 5-10 dakikalık bir yolculuktan sonra Mavi Mağaradasınız. Benim gibi şanslıysanız suların yükselmediği bir saatte giderseniz tekne ile mağaranın içine girebilirsiniz. Mavi Mağara göründüğünde, kayalara doğru küçük bir yarıkta görevlinin uyarısıyla herkes kayığın içine iyice yatıyor. Başka türlü mağaraya başınızı vurmadan geçemezsiniz. Dışarıdan fark edilmeyecek kadar küçük olan bu yarığın bu kadar etkileyici bir mağaraya açılacağını nerden bilebilirdik.
İçerisi farklı bir tür taşla kaplı olduğu için güneş ışığıyla birleştiğinde her yerin masmavi olduğunu görüyorsunuz. Tekne ile mağaranın içinde dip tarafta karanlık noktaya kadar ilerliyorsunuz. Burada 2-3 metre uzunluğunda küçük bir kumsal var akdeniz foklarının yumurtalarını bıraktığı yer burası.Görebilmeniz için görevlinin el feneriyle aydınlatması gerekiyor. Ardından mağaranın içinde 15 -20 dakika yüzme molası. Ve sonrasında yine aynı şekilde geri dönüş yolculuğu.
” yaşam yeterli değil. Bir tek yaşam yeterli değil benim için. Yeterince gün yok yaşanacak. Yapılacak çok fazla şey ve bir sürü düşünce var. Her gün batımı bana hüzün getirir; çünkü bir gün daha geçip gitmiştir’ der ‘ Mediterraneo’ filminde Nicola Lorusso. Ve her izlendiğinde yeniden Meis’ e gitme isteği uyandırır…