Bugün kampın 3.günü. Sabah horozların eşliğinde sabah 06.30 da uyanma, matımı kaptığım gibi iskeleye gidip matımı serip nefes çalışmalarına hocamız eşliğinde başlama… Sabahın erken saatinde başladığımız bu çalışmalara serinliği hissederken bedenim, nefes çalışmalarına başladıkça üstümdeki poları çıkartıp vücut ısım artmaya başlıyor; adeta bedenin yeni bir güne uyanıyor ve ta ki yatana kadar bu beden seninle bir bütün olmak üzere kendini hazırlıyor. Saat 08.00 oldu mu hocamız hadi bakalım 10 dakika ihtiyaç molası ardından matın üzerinde buluşalım diyor.
Ben de hemen bir bardak çay, kuru meyve ve cevizi ağzıma attım mı kendimi matın üzerinde buluyorum. Kendini gösteren güneşin o tatlı tatlı ısıtmasıyla başlıyoruz nefes eşliğinde yoga pozlarını bedenimizde inşa etmeye. Yogada bazı duruşlar vardır ki, yoga yapmaya başlayanları ve de uzun süredir yapanları heyecanlandıran duruşlar; el duruşu, kafa duruşu gibi. Bu kez ayaklar havada, baş aşağıda yâda eller aşağıda. Karındaki o his çok keyiflidir, kendini rahat bırakabiliyorsan…
Oldum olası sabah kahvaltılarını çok sevmişimdir saat 09.30 ve de yoga dersinin sonu. Bu kez ,sıkı bir kahvaltı etmeye gidiyoruz.
Bugün o kadar terlemişim ki, kahvaltıdan sonra duşa koştum.Ardından da hamaklardan birini gözüme kestirip başladım sallanmaya; bir taraftan da güneşlenip bedenimin ihtiyacı olan D vitamini almaya.
Öğle saatlerinde bu kez iki yoga hocamız, Acro yoga yapalım dediler. Bu da partnerli bir yoga çalışmasıdır. Bu kez ben buna katılmadım; izlemesi o kadar keyifli ki bende bol bol arkadaşlarımın resimlerini ve videolarını çektim. Bu esnada bana eşlik eden başkaları da vardı. Kaldığımız tesisteki ördekler, o kadar evcilleşmişlerdi ki insanlara çok yakın mesafede geziyorlardı.
Ördekler ve ben seyre daldık, Acro yoga yapanları…
