Artık suya batıyordum, yeleğimdeki(bs) hava boşalırken bende yıllardır korktuğum denizin altındakilerle karşılaşmaya iniyordum.Tabi 2-3 mt indikten sonra tek korkum, burda nasıl nefes alıcağım oldu.Önce burnumdan nefes almaya alışık olduğumdan, burnuma tuzlu suyu çekip komple yandım, hadi oda yetmedi heyecandan ağzımdan da su yuttum.Anlıcağınız daha yolun başında bayağı sıkıntılı duruma gelmiştim bile.
Sonrasında 5-6 mt ye indiğimde kulağımda bir zorlanma hissetmeye başladım. Biraz daha inince aşağıya artık kulağıma sanki bir bıçak saplanıyor gibi olmaya başlayınca,hocamı uyarıp kulağımı gösterdim ve kötü olduğunu belirttim.Hemen beni 1-2 mt yıkarı çıkardı ve durumumu sordu? Evet o an iyiydim sıkıntım kalmamıştı.Tam oh dedim bu seferde nasıl becerdiğimi bilmediğim bir şekilde maskemden içeri su dolmaya başladı ve görüşümü kapatıcak kadar yükselince,artık canıma tak etti ve yukarı çıkmak istediğimi belirttim.
Sağolsun hocam olur verdi ve yüzeye çıktık. Hemen maskeyi çıkarıp derin bir nefesle birlikte oh çektim. Fakat yılmak yok dedim kendi kendime, hocamdan yanlışlarımı dinledikten hemen sonra bir daha girmek istediğimi söyleyip tekrardan aşağılara doğru inişe başladık. Etraftaki kayalara balıklara bakmam gerek di mi ama nerede,benim aklım aman su yutma da,aman burundan nefes alma,aman kulağını eşitle de.Böyle olunca etraftan ne geçerse geçsin insan hiçbir şey görmüyor. Bu arada kulak eşitlemeden biraz bahsetmemde yarar var sanırım. Her kulağın basıncı hissetme şiddeti ve metresi değişmesine rağmen, özellikle ilk başlayanlara tavsiyem durmadan kulak eşitlemesini yapın.Nasıl mı? Burnunuzu tek elinizle sıkıp havayı burnunuza doğru ittiğinizde kapanan burundan dolayı ordaki basınç kulaklarınıza gidip açılmasına neden olmakta.
Aynı gün öğleden sonra tekrardan dalış yaptık bu sefer tabi gene burnuma su kaçtı kaçmadı desem yalan olur.Ama tabiiki ilk tecrübemden daha iyi olmama rağmen yeni bir sorun ile karşılaştım bu seferde. Dengede durma sorunu. Yelekteki havayı ve yeleğimdeki ağırlıkları orantılı dağıtamadığımdan birde sanırım yeleği de bol yaptığımdan durmadan yamulup yamulup acayip şekiller alarak dengede durmaya çalışıyordum. O kadar sorundan sonra gerçi buna da şükür demiştim.
Ben kendimle uğraşıp üç beş metrede debelenir iken, hocamın çektiği ve hatrı sayılır büyüklükte olan Ahtapot kardeş de poz vermiş…
Burda bu şekil anlatırken çok zormuş gibi durmasına rağmen, aslında 5-6 kere dalış yaptığınız zaman inanın bu sıkıntılarınız olmamaya başlıyor. Bu sefer hoşunuza gittiğinden başka hedefler çıkıyor ve onlara ulaşmak için kursa gidip bröve almak gerektiğini anlıyorsunuz.
Ben ne mi yaptım? Ben en son durumdan bahsedeyim size ve bu duruma gelene kadar neler yaptığımı ilerleyen yazılarımda paylaşıp,zorlanmamanız için yardımcı olmaya çalışıcam.
Unuttum sanmayın en son Mısır’a 9 gün dalış yapmaya gittim ve kesintisiz 8 gün, günde 2 kere olmak üzere dalış yaptım.
Tabi buraya kadar olan dalış yolculuğumu anlatmaya devam edicem sizler de okuduğunuz sürece…
Benimde hikayem var, dalış yaparken başımdan geçenleri anlatmak istiyorum diyorsanız, çorbamızdaki tuzunuzu ekin ve bize yazınızı gönderin.