Şirketlere yönelik düzenlediğimiz organizasyonlardan bir tanesi de, sosyal sorumluluk projesiydi. Dalyan’da carettaların yuvalama merkezi olan İztuzu plajında yer alan DEKAMER’i ziyaret edip neler yapılabilir ve ne gibi ihtiyaçlar var diyerek başladık işimize. Bu arada DEKAMER, “Deniz Kaplumbağaları Araştırma Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi” olarak adlandırılmaktadır.
Ekip arkadaşlarımız burayı ziyaret edip bir liste çıkarttılar, ne tip ekipmanlara ihtiyaçları var neler yapılabilir burada yaşayan canlılar ve doğa için. Bunların hepsini tek tek ve titizlik ile tespit edip onların yaşam kalitelerini arttırabilmek için gerekli tüm iyileştirmeleri yaptık.
Çok acıdır ki DEKAMER’i ziyarete gittiğimizde, orada gönüllü olarak çalışan üniversite öğrencisi, bizlere tanklarda tedavi gören deniz kaplumbağalarını anlatırken, tedavi sebeplerinin maalesef insanoğlunun bu canlılara verdikleri zararlardan dolayı olduğunu anlattı.
Özellikle yaz aylarında Dalyan gölünde, gün içinde çok sık yapılan tekne seferleri sebebiyle, yolcuları İztuzu plajına bırakırken, çoğunlukla tekne kazası yüzünden, carettaların ya yüzgeçleri ya kabukları kırılıyor ya da ağlara takılan bir carettanın uzuvlarından biri kopuyor idi.
Deniz kaplumbağalarının geç ergenliğe ulaşması ve yumurtadan çıkan yavruların karşı karşıya olduğu doğal tehditler göz önünde bulundurulduğunda her 1.000 yumurtadan sadece bir tanesinin yetişkinliğe ulaştığı söylenebilir.
Doğada yer alan tüm canlılarda olduğu gibi onların da sağlıklı yaşam koşullarına insanoğlu zarar verip nesillere zarar verebiliyor daha da kötüsü nesilleri sonlandırabiliyor.
Her nerede olursak olalım, doğadaki tüm canlıların yaşam koşullarına karşı çok daha duyarlı olmalıyız ve bu dünyada yaşayan tek tür olmadığımız bilincine varmalıyız…
