Acemi Yürüyüşçünün Güncesi 3 – Öldüm de Cennet’e mi Geldim?

Acemi Yürüyüşçünün Güncesi 3 – Öldüm de Cennet’e mi Geldim?

02/05/2015
Güzel bir sabaha uyanmıştık.

“Evet beyler, ne yapıyoruz?” diye sorduğumda, herkes “Buranın tadını çıkartmalıyız” demişti. Denize girmeli, yürüyüş yapmalıydık. Ama her şeyden önemlisi önce bir kahvaltı yapmamız gerekliydi. Yukarıda bulunan yaklaşık 70 küsür kişiyle tanışmalıydık. Yavaş ama muhabbet dolu bir yürüyüşle yaklaşık 200 metre yukarıda bulunan Cennet Kampı’na ulaştık. Gerçekten masal gibi bir yerdi. Her yerde rengarenk çadırlar, şen şakrak insanlar vardı. Kahvaltımızı tamamladıktan sonra telefonlarımızı biraz şarj ettik ve insanların arasına karışıp muhabbet etmeye başladık. Müziklere ufak müdahaleler sonunda ufak bir çevre edinmiştik.

IMG_0176

 

Fotoğraflar çekmeye başladık ve saat 14:00 gibi sahile inip denize girdik. Bu mevsimde normal olarak biraz dalgalı ve soğuk suyuyla bizi karşıladı deniz. Birazcık yüzüp, taş sektirmeye çalıştıktan sonra tekrar yukarıya çıkıp akşam eğlencesine hazırlandık. Bu arada Alen Örnek ve Fezal Kalkan Kabak’taki yoga festivaline katılmak üzere yola çıkmışlardı.

 

 

Yukarıdaki eğlence alanı bir bilgisayar, bir mikser ve büyükçe iki hoparlörün bulunduğu ve alandaki herkesin rahatça eğlenip, dans edebileceği kadar geniş bir alana sahipti. Bizlerin hoşuna giden bir kaç parça çaldıktan sonra karaoke etkinliği başladı. Alandaki insanlar sırasıyla karaoke yapıyor ve aynı zamanda bir kısmı akşam yemeğini yiyordu. Sezer ve ben, Cem Karaca’dan Islak Islak adlı şarkıyı söyledikten sonra bizler de akşam yemeğine oturduk ve hayatımda yediğim en lezzetli balık olan Orkinos cinsi balıktan yedik. Hatta çok fazla yemek seçen İbrahim bile bizlerle birlikte o balıktan yedi.

 

IMG_0194

 

Gece karaoke etkinliği ile devam ederken Sezer hızını alamayıp tekrar karaoke standına çıkarak aynı şarkıyı söyledi. Hatta ufak bir hayran kitlesi oluşturdu desek yalan söylemeyiz 🙂

 

Gece 23:40 gibi dolunay eşliğinde çadırlarımıza indik ve sonraki gün ne yapacağımızı konuştuk. Sezer ve Mustafa Marmaris’e gitmeye, İbrahim ayın 4’ünde katılması zorunlu olan Farabi toplantısına katılabilmek için ayrılacak, ben ise kalacaktım. Başta çadırda tek başına kalacak olma fikri korkutucu gelse de sonradan öyle olmayacağını anlayacaktım. Ardından güzel bir uyku çekerek yarın yaşayacağımız maceralara hazırlandık.

 

IMG_0198

Bir cevap yazın