KOH SAMUI – Ada Kokusu

KOH SAMUI – Ada Kokusu

Ada ada gezmek bana müthiş bir özgürlük hissi verir. Etrafını tek kuşatanın deniz olduğunu bilmek, güneş batarken ona doğru yüzmek… Ada kokusu, paha biçilemez bir hafiflik. Adaya ulaşamayan herşey, bana da ulaşamayacak uzaklıktadır. Adaya konan kuş, bana da bir haber getirmiş olabilir. Bundandır rotamı çoğunlukla adalara çevirişim… Belki de susuz nefes alamayan eski bir denizciyimdir ben!

 

Koh Samui, ruhumu özgür bırakan adalardan biri; gördüklerim arasında Tayland’da en sevdiğim! Adaların çoğunda olduğu gibi insanoğlunun tüm çabalarına rağmen bozulamamış bir güzellik. Özellikle Pattaya ya da Bangkok gibi kirli şehirlerden geliyorsanız, tam bir cennet. Karayolu ile bağlanmayan her yer biraz daha bakir kalıyor sanki…

koh samui-2

Adaya Bangkok’dan pırpır uçaklarla ulaşım var. Hani şu küçücük, içi otobüse benzeyen ve binerken “ Ah bu şey gerçekten bizi götürür mü?” diye düşündüğümüz! Ama korkmayın; hayatınızın en heyecanlı ve neşeli yolculuklarından biri olacaktır denizin üzerinde uçmak. Adadan dönerken bu yolu kullanıyorum; martı oluyorum.

 

Önemli günler ve tatillerde, Koh Samui’ye geçmek için de, uçaklarda yer bulmak oldukça zor. Bu durum bizi, Pattaya’dan Surat Thani’ ye gitmek ve oradan feribotla adaya geçmek zorunda bırakıyor. “Zorunda” kelimesini kullanarak haksızlık etmemeliyim. Pattaya- Surat Thani arası hindistan cevizleri, muz, ananas ağaçları ve bunların arasına sıkışmış küçük köylerle çevrili güzel yollar demek. Feribot yolculuğu ise, tam da gün geceye dönerken yola çıkılmışsa, sonsuz keyif… Adanın kokusunu daha yolda içime çekmeye başlıyorum.

koh samui-4

Adaya ulaşıp bir tuktuka* biniyor ve ağaçların üzerini kapattığı yollardan geçiyoruz. Ormandan uzaklaşsak deniz, denizden uzaklaşsak orman! Kötü yollardan lüks otellere ulaşılan, hangi ıssız yolun bizi nereye çıkaracağı belli olmayan bir ada Koh Samui. Öyle ki lüks otelleri, villaları ve restoranlarıyla da adından söz ettiriyor. Çünkü burası aynı zamanda zengin iş adamlarının (çoğu Avrupalı) genç sevgilileriyle (çoğu Taylandlı) evcilik oynadıkları bir yer. O kadar sakin ve her saati öyle güzel ki, tercih edilmesini anlıyor insan!

 

Aralık, adanın yağmur ayı değil fakat biz ıslanıyoruz. Sabah güneş ve kuş sesleriyle uyanmamıza rağmen öğleye doğru hava aniden kararıyor ve ertesi sabaha kadar durmayacak olan yağmur başlıyor. O zaman yağmurla karışık ada kokusu… Ama hızını aldı mı yağmıyor sanki, dövüyor!

koh samui-3

Adanın çevresini gezmek için bizim de dahil olduğumuz çoğunluğun tercihi scooter ya da motosiklet kiralamak. Böylelikle adanın birçok yerindeki yükseklikleri farklı ve hepsi görülmeye değer şelalelere rahatça gidilebiliyor. Bu bölgelerde zip line vb aktiviteler ve doğa sporları da mevcut. Fakat trafiğin tersten akması yabancıların sürüşünü zorlaştırıyor. Adada her yıl yüzlerce insanın motosiklet kazalarında yaşamını yitirdiğini öğreniyoruz.

Adanın Bophut tarafında bir balıkçı köyü var ki (Fisherman’s Village) gün batımında kumsalını anlatacak kelime bulmak zor. Dar bir sokak boyunca restoranlar, hediyelik eşya dükkanları ve tabii deniz… Burda kendimi Tayland Körfezi’ne atmamı engelleyemiyor yağmur. Kumsalda uzanmış gün sonu içkilerini içenler ve gün batımı bizi çağırıyor!

 

İstanbul’a gelen turist Sultanahmet’i görmeden geçer mi? Adaya gelmişken de Büyük Buddha’yı ziyaret etmemek olmaz. Tütsümüzü yakıp, etrafını dolaşıyoruz. Yakınlarında yaşlı bir kahin var, ilgilenenlere benden söylemesi.

 

Dünyanın çok az yerinde bu kadar çok çeşit görülebilir diyerek favorimizi buluncaya kadar bütün meyveleri ve deniz ürünlerini deniyoruz. Koh Samui’de, yürüyor, dinleniyor, yenileniyor, tırmanıyor, yiyip içiyor, zıplıyor ve bazen de öylece durup adaya bakarak, denizden derin bir nefes çekiyoruz; kokusunu içimizde hissetmek için…

 

 

*Tuktuk Tayland’da yaygın olarak kullanılan ve yolcuların arkadaki açık kasaya bindikleri bir ulaşım aracıdır. Bizdeki pikapı andırır.

Kullanılan Tüm Fotograflar: Özgür Keleş, Creative Commons tarafından çekilmiştir.

Bir cevap yazın